2/08/2011

1,2,3 boz - 3,2,1 oyna!

Dünyaya gözlerini bozup bakmak..


Sağlıklı gözün,bakmak ile görmek arasında kat ettiği zamansal mesafe o kadar kısadır ki, sanki aynı anmış gibidir ve yaşadığı eylem, gördüğünü bilemeden görmektir. Dünyanın ona sunduğu ‘’gerçek imge’’ zihnine oturur. Zihin ‘’gerçek imge’’yi kavrar. Öyle kavrar ki, gerçek olarak sunulanı, katı bir hamura saplanan köşeli bir nesne gibi tutar, içine oturtur. Mutlak öğretiye bağlanan zihin, netliğin sınırları içinde kendisine gösterilen koltuğa yerleşir.

Bozuk göz, dünyanın sunduğu gerçekten bihaberdir. Baktığında görmeye çalıştığı şey gerçeklik iken; gördüğü şey, gerçek olanın netliğinin üzerine düşen bir damla suyun yarattığı illüzyondur. İllüzyon, ona, görebileceğinden fazlasını gösterir. Algı ise bir sahneden farksızdır neredeyse. Nesnelerin sınırları kaybolur, görüntü esner, büyür, küçülür, ‘’biçimsiz’’leşir. Sudan geçen ışık kırılır, renkler dağılır; detaylar yok olurken, zihin, suluboya imge yapar. İdrak etmeye çalıştığı her an, imgelerin algıdaki yansımaları değişir. ‘’Normal’’olandan kopuş, sağlıklı gözün hayal olarak nitelendirdiği, bozuk gözün gerçek dünyasını algılatır.

Bozuk göze sahip zihin, bir kova dolusu su gibidir. Gerçek dünyanın sunduklarını, gerçeklikten çıkan herhangi bir ışın gibi yüzeyinde kırar, parçalar. Kovanın zeminine düşen sayısız ışın ise bozuk göze sahip zihnin çıkarımlarıdır.

Var olmayanın hayalini canlandırmak, aslında, gözlerini bozup bakmak kadar kolaydır. Sağlıklı göz sadece olanı görebilirken, bozuk göz algı sahnesinde oyun kurgulayacak kadar şanslıdır. Bu oyun ne gerçektir, ne de gerçek olmayandır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder